2 Haziran 2022 Perşembe

Melatonin



Melatonin, hipofiz bezinden salgılanan bir hormondur. En güçlü antioksidan hormon olarak bilinir. Hormonun esas görevi vücudun biyolojik saatini koruyup ritmini ayarlamaktır. Bunun haricinde melatoninin kansere karşı koruyucu etkisi vardır. Bu nedenle başta lösemi hastaları olmak üzere kansere yakalananların karanlık ortamlarda yatırılmaları istenmektedir. Yapılan son araştırmalara göre hormonun yaşlanmayı geciktiren ve saç dökülmesini önleyen etkileri de bulunmaktadır.

Melatonin hap şeklinde satılan formu bulunmakla birlikte vücudumuzda zaten doğal olarak salgılanan bir hormondur. Dışarıdan almanın hipofiz bezi üzerine yapabileceği zarardan ötürü doktor tavsiyesi olmadan kullanılması önerilmemektedir. 

Melatonin hormonu ne işe yarar?
Çok güçlü bir antioksidandır.
Yara iyileşmesini hızlandırır.
Yaşlanmayı geciktirir.
Kansere karşı koruyuculuğu kanıtlanmıştır.
Bağışıklığınızı güçlendirir.
Uyku kalitenizi arttırır.
Daha dinç ve sağlıklı yapar.
#epresyona ve strese iyi gelir.
Saç dökülmesini önlediğini iddia eden çalışmalar mevcut.


Peki vücudumuzu yenileyen, her türlü hastalıktan koruyan, iyileşmeyi hızlandıran bu mucizevi hormonun salgılanmasını arttırmak için neler yapılabilir?

Karanlıkta uyuyun
Hipofiz bezinin melatonin salgılayan hücreleri ışığa hassastır ve yalnızca tam karanlık ortamda üretim yaparlar. Bunun için yatak odanızın camlarını kalın, ışık geçirmeyen perdelerle örtüp kapınızı kapatmanızı öneririm. Ayrıca oda içerisinde açık olan televizyon, bilgisayar olmamalı varsa da prizden çıkarılmış kapalı konumda olması gerekiyor. Bunun yanında cep telefonunuzu da kendinizden mümkün olduğu kadar uzaklaştırmanızda fayda var. Zira gözle göremediğiniz dalgaları beyniniz algılıyor.

Geç yatmayın
Hormonlarımızın neredeyse tümü sirkadiyen bir ritim ile salgılanır. Yani günün bazı vakitleri yoğun salgılanırken bazı zamanlar hiç salgılanmayadabilir. Melatonin hormonu da bu hormonlara güzel bir örnek olmakla birlikte aynı zamanda bu günlük ritmin belirleyici hormonudur. Melatonin hormonu salgılanması kişiden kişiye değişmekle birlikte yaklaşık olarak 23:00 - 05:00 saatleri arasında gerçekleşmektedir. Bu sebeple saat 23'ten ne kadar geç yatarsanız o kadar salgılanacak melatonin hormonundan feragat etmiş olursunuz.

Triptofan içeren besinlerle beslenin
Melatonin hormonu insan vücudunda triptofan aminoasidinden kaynak alınarak sentezlenir. Triptofan aminoasidi ise insan vücudunda kendiliğinden üretilemeyen bundan dolayı dışarıdan alınması gerekli bir besindir. Triptofan içeren bazı besinler; et, balık, peynir, soğan, domates, mantar, portakal, birçok kuruyemiş ve birçok kurubaklagil.

Sigara, alkol, fazla kafeinden uzak durun
En azından uyku vaktinize yakın saatlerde bu üçlüden uzak durmakta fayda var. Özellikle sigara ve alkolün uyku kalitenizi bozmakla kalmayıp melatonin hormonunun salgılandığı beyin bölgesine zararı da bulunmaktadır.




29 Eylül 2015 Salı

Çalışırken Not Tutun




Çalışırken önemli noktaları not edebileceğiniz bir not defterinizin olmasında fayda var. Aksi taktirde bütün çalışmalarınız zamanla unutulacaktır ve gösterdiğiniz emekler zaman kaybı olacaktır. Bu yazımızda not defterinin, not almanın önemine ve nasıl doğru not alınacağına değineceğim.


Neden not tutmalı? 
Söz uçar yazı kalır diyeceğim, biraz klasik ama doğru. Çalışacağınız şeylerin çoğunu unutacaksınız. Yazarak ve tekrar ederek çalıştıklarınıza iyi bir kalıcılık sağlayabilirsiniz. Bunun en basit yolu da not defteri tutmaktır. 


Neden not defteri? 
Cep telefonu, bilgisayar gibi cihazlar dikkat dağıtıcı cihazlardır. Telefonu not almak için elinize almışsınız bir de bakmışsınız ki sosyal medyaya dalıp gitmişsiniz. Bunlara kapılmamak için en ilkel haliyle kağıt kalem kullanmak en iyisi. Defteri taşımak zor olacağından not defteri tercih etmek daha mantıklı.


Doğru not defteri nasıl olmalı? 
En iyi not defteri sizin not alma alışkanlığınıza uyan not defteridir. Çok not alıyorsanız kalın bir not defteri veya direkt bir defter alabilirsiniz. Az not alıyor veya sadece en önemli kısımları yazıyorsanız normal küçük bir not defteri işinizi görecektir. Yalnız alacağınız defterin kapağı ve spiralinin sağlam olduğuna emin olun. Uzun süre kullanacaksanız sağlam olması şart. Emekleriniz boşa gitmesin.



26 Eylül 2015 Cumartesi

Telefonunuza Not Alın



Akıp giden hayat içinde şunu da yapmam gerek deriz fakat bunları gün içinde hep unuturuz. Bunun önüne geçmek için not almamız şart. Ben de yapacaklarım için sık sık not alıyorum, uzun uzun yazamıyorsam yalnızca anahtar kelimeleri yazıyorum daha sonra aklıma geliyor. Yapılacakları yazdığımız gibi geçmişte yaptıklarımızı da not almanın faydası var. Mesela bir sınava çalışıyorsak önceki sınavların puanlarını not almak ne kadar ilerlediğimizi görebilmek için çok faydalı seçenek. 
Tabi ki bu işi kağıda not yazıp yapmayacağız. Bunun için teknolojiyi kullanacağız. Yanımızdan eksik olmayan cep telefonu, tablet veya bilgisayarlardan notlarımıza erişebiliriz. Bunun için size oldukça kullanışlı iki program önereceğim.


Google Keep



Google'ın resmi not alma uygulaması. Notlarınızı bir yerden kaydedip cep telefonu, tablet veya bilgisayar istediğiniz yerden bu notlarınıza ulaşabiliyorsunuz. Notları renklendirme, fotoğraf, dosya ekleme, liste yapma, kullanılmayan notları arşivleme gibi birçok güzel özelliği mevcut. Kullanması oldukça basit ve keyifli. Yıllardır kullandığım bir uygulama ve çok memnun olduğum için sizlere de tavsiye etmek istedim. 



Google Pocket




Bu uygulama da yine Google'dan. Google Pocket not almaya yaramıyor farklı bir işlevi var. İnternette gezinirken bir sayfayı çok beğendiniz ve keşke bunu kaydedip daha sonra her yerden, internetsiz dahi bu sayfaya ulaşabilsem dediyseniz işte bu uygulama tam size göre. Pocket uygulaması size beğendiğiniz bir sayfayı kaydedip cep telefonu, tablet veya bilgisayar istediğiniz yerden internet gerektirmeden aynı sayfayı tekrar okuyabilmenizi sağlıyor. Metinlerin yanında görsel ve video kaydedebilme özelliği de mevcut. Bu bakımdan çok faydalı bir uygulama olduğunu söyleyebilirim. 



#



25 Eylül 2015 Cuma

Ders Çalışırken Dikkat Dağıtıcılardan Uzak Durun



Ders çalışırken yanımızda bir cep telefonunun veya buna benzer bir uyaranın olması verimli bir çalışmanın önüne geçer. Sık sık dikkatimizin bozulmasına sebep olur. Bu sebeple etkili bir çalışma için uyaranlardan uzak ders çalışmak şart. Bu yazımızda ders çalışırken en verimli şekilde çalışabileceğimiz bir ortam ve tam konsantrasyon için nelerden uzak durmamız gerektiğine değineceğim.





Cep Telefonu

Ders çalışırken cep telefonu bir numaralı düşmanımız olsun. Cep telefonları genel olarak kolay taşınır, akıllı ve dikkat çekici bir araçlardır. Bu dikkat çekici araç ilgimizi sürekli kendine çeker. Yakınımızda bir cep telefonu olduğu sürece dersi bırakıp sürekli telefonu kullanmak (oyun oynama, arama yapma, yazışma vs) isteriz. Aklımız sürekli telefona gider ve bir türlü derse konsantre olamayız. Bunun önüne geçmek için ne yazık ki telefonu kapatmak bile yeterli olmuyor. Çünkü geri açması da bir o kadar hızlı ve kolay. Bu yüzden yapılacak şey ya başka bir odaya koymanız ya da bir tanıdığınıza emanet etmek olmalı. Aksi taktirde telefon kullanma isteği ders çalışma isteğinizin önüne geçecektir. Peki hiç mi telefon kullanmayalım? Tabi ki de kullanabiliriz. Boş zamanlarınızda kullanın da. Ancak ders çalıştığımız zamanlar uzak durmakta fayda var.


Bilgisayar

Bilgisayar da yine cep telefonlarımız gibi akıllı, çok fonksiyonlu ve çekici bir araç. Chat, internet ve bilgisayar oyunları gibi kendine çeken birçok özelliği var. Bu sebeple bağımlılık yapma ihtimali de yüksek. Tavsiyem bilgisayardan uzak durmak. Mümkünse tamamen kaldırmak. Çünkü zamanınızı boşa geçirebileceğiniz ve bağımlılık yapan o kadar çok şey var ki bu durum ders çalışmanıza büyük engel oluşturabilir. En azından sınavlar geçene kadar tamamen kapatıp bir dolaba koyabilirsiniz. İnanın çok daha etkili bir şekilde daha fazla ders çalışacaksınız.


Televizyon

Televizyon da yine izleme vaktinize göre ders çalışmanıza engel olabilecek bir araç. Diziler, filmler gibi yayınlar içeren dikkat çeken ve çok vaktinizi alabilecek bir araç. Tavsiyem dizi gibi sürekli takip gerektiren yayınları izlemeyi tamamen bırakmanız olacaktır. Bu şekilde kendinizi izlemek zorunda bırakmazsınız. Televizyon izlemeyi tamamen bırakmak çok daha faydalı. Bu sürede kitap okuyabilir veya hobilerinizle ilgilenebilirsiniz. Ancak bunu yapamayanlar da birkaç saati geçmeyecek şekilde televizyon izleyebilir. Tabi ki takip gerektiren ve zamanınızı çalan diziler, yarışmalardan uzak durmak şartıyla.


Müzik

Müzik ruhun gıdası. Bunaldığınızda sizi rahatlatacak bir şeyler şart. Bunun için de müzik dinlenebilir. Ancak ders çalışma anında bundan uzak durmakta fayda var. Çünkü aklınızı tamamen derse vereceğinize bir kısmını müziğe verip dikkatinizi dağıtıyorsunuz. Bu durum öğrenme kapasitenizi azaltacaktır.  Müzikle ders çalışılmamalı. Ancak boş zamanlarınızda müzik dinlemenin bir sakıncası yok. Bir de sınavlara yakın zamanda aklınıza karışmaması için müzik dinlemeyi tamamen bırakmanızı tavsiye ediyorum. Yoksa o heyecana  müzik de eklendiğinde sınav anında aklınıza bir takım şarkı sözleri geliyor ve dikkatiniz dağılabiliyor. Zaten kısıtlı olan zamanı değerlendirmek çok daha zorlaşıyor.




22 Eylül 2015 Salı

Ders Çalışırken Sağlığınızı İhmal Etmeyin



Ders çalışmak çoğu zaman sıkıcı olabildiği gibi yorucu bir etkinliktir de. Kimi zaman hasta oluruz fakat çalışmaya, okula gitmeye devam ederiz. Adeta hayatımızı gireceğimiz sınavlara adarız. Bu yazımızda sağlık ve sınav ilişkisine değineceğim.

Ders çalışmak stresli bir etkinlik. Bu süreçte stresten kaynaklanan bazı rahatsızlıklar görülebilir. Bağışıklığımız zayıflar grip, soğuk algınlığı gibi hastalıklara daha sık yakalanırız. Tıpkı her besininin fazlasını yemenin zararlı olduğu gibi uzun süreler ders çalışmak da zararlıdır. Mola vermeden uzun süre çalıştığımızda kaslarımız, eklemlerimiz hareketsiz kaldığından ağrılar, uyuşmalar ve kramplar sık sık görülmeye başlar. Fiziksel aktivitenin azlığından kilo alırız. Özellikle masa başında ders çalışma sürecinde obeziteye varacak kadar kilo alınabiliyor. Bu da birçok ciddi sağlık sorunlarını beraberinde getiriyor. Şeker, kalp rahatsızlıkları ve hatta kanserler gibi ciddi hastalıklara sebep olabiliyor.

Peki tüm bunlara nasıl çözümler bulabiliriz? Sağlıklı bir ders çalışma için öncelikle sağlıklı bir birey olmamız ve bunun sürdürülebilirliği önemli. Çalışmalarımızı mutlaka belirli aralıklarda mola vererek sınırlandırmalıyız. Bu molalarda ayağa kalkıp basit egzersizlerle kas-iskelet sistemimizi rahatlatacak bir şeyler yapabiliriz. Sık sık odayı havalandırmak iyi gelecektir. Kaliteli ve yeterli bir uyku olmazsa olmaz. Dengeli beslenmek ve atıştırmalardan, fast fooddan uzak durmak da sağlıklı olmak için şart. Bunun dışında ders çalışmanın yanında mümkünse bir spor dalıyla ilgilenmek, en az bir hobimizin olması, arada arkadaşlarımızla buluşmak hem sağlığımız hem de psikolojimiz için çok faydalı olacaktır. Fiziken ve ruhen sağlıklı olduğumuz sürece çok daha verimli çalışabiliriz.






20 Eylül 2015 Pazar

Geleceğinize Birikim Yapın



Başarmakmak blogun okuyucularının çoğu genç öğrenci arkadaşlarımızdan oluşuyor. Yani çoğumuz daha hayatın başında, uzun ve belirsiz bir gelecek önümüzde. Geleceğimizin daha rahat olması için de birikim yapmamız şart. Bu şekilde eğitim hayatımız bittiğinde henüz iş bulamamış ve çaresiz değil en azından bir miktar birikimi olan ve adımlarını güvenle atabilecek bireyler oluruz. Ayrıca kimimiz bazı sağlık sorunları, ailesel sorunlar yaşayabilir. Bu gibi acil ihtiyaçlar için de birikiminiz hayat kurtaracak. Bu yazımızda siz genç arkadaşlar için geleceğinize birikim yapmanın bazı yolları üzerinde duracağım.


# Enflasyon
Birikim yapmak için öncelikle enflasyonun tanımını bilmemiz gerekiyor. Enflasyon fiyatların yükselişi ve para değerinin düşmesi biçiminde kendini gösteren ekonomik ve parasal süreçtir. Ülkemiz koşullarında sürekli bir enflasyon yükselişi durumu mevcut. Bugün biriktirdiğiniz belli bir tl miktarı yatırım yapmadığınız sürece değer kaybetmeye başlıyor. Bu sebeple biriktirdiğiniz para ile yatırım yapmanız da Türkiye koşullarında bir gereklilik.

# Kumbara
Herkesin hayatında en az bir kez kullanmış olduğu bir yöntemdir. Paranızı bir kutuda biriktirir ihtiyaç halinde kutuyu açıp harcarsınız. Bu yöntem aslında banka hesabından farksız. Yalnızca paranız daha az güvende oluyor. Birikimleriniz çalınabilir, deprem, yangın vb durumlarda yok olabilir. Bunun yanında kumbaraya koyduğunuz paranın enflasyon sebebiyle değer kaybedeceğini de unutmamak gerekiyor.

# Banka Hesabı
Çoğu banka bir öğrenci belgesi getirdiğiniz taktirde size hiçbir masrafı olmayan birikim hesapları açıyor. Bunun yanında size bir banka kartı da veriyor. Bu şekilde hiçbir masraf yapmadan paranızı güvenli bir şekilde biriktirebilir, istediğiniz zaman harcayabilirsiniz. Ayrıca tüm internet bankacılığı işlemlerinden de faydalanabilirsiniz. Bankaların arkasında her zaman devlet güvencesi olur, dolayısıyla banka kapansa dahi devlet paranızı geri ödeyeceği için güvenlik riskiniz bulunmaz. Birikim yapmak için öncelikle bir banka hesabı açmanızı öneririm. 

# Altın
Çoğumuzun ailesinde altına yatırım vardır. Hatta altın günleri veya düğünlerde altın takmak geleneklerimizde olan bir şey. Zarar etme ihtimali var mı derseniz şöyle cevap verebilirim. Eğer bugün alıp birkaç gün sonra satacaksanız zarar ihtimali vardır. Fakat aylar yıllar sonra satarsanız zarar ihtimali çok düşük. Örnek olarak 2005'ten bu yana altın her sene kat kat artmış yalnızca bir sene yerinde saymış. Bu 10 yıllık süreçte altının fiyatı 5 katına çıkmış. Zaten bu kadar güvenli bir yatırım aracı olmasa toplumun çoğunluğu altına yatırım yapmazdı. Yalnız tek sorun bu değerli madeni saklamakta. Bu işi hallettikten sonra arkaya yaslanıp altının değerinin artmasını bekleyebilirsiniz. Başka hiçbir şey ile uğraşmaya gerek yok.

# Altın Hesabı
Altın yatırımı yapmanın en güvenli yolu. Altınları alıp yastık altına koymaktansa ücretini bankaya yatırıp altın karşılığını almak çok daha güvenli. Dilerseniz tam, yarım, çeyrek veya gram cinsinden alabiliyorsunuz. Kuyumcularla uğraşma derdi yok. Evde saklama, çalınma derdi yok. İnternetten istediğiniz zaman altınınızı satıp tekrar alabiliyorsunuz. Ayrıca bankaya gidip istediğiniz zaman altın veya para karşılığını alabiliyorsunuz. Bu açıdan oldukça güvenli bir yatırım ve birikim türü olarak gözüküyor.

# Döviz
Döviz yatırım için oldukça riskli bir araç. Alış ile satış arasındaki fark ve değerinin düşük olması kar etmenize büyük engel. Paranızı arttırabilmek için ancak çok büyük miktarlarda yatırım yapıp dövizin değerinin de yüksek miktarlarda değişmesini beklemek gerek ki bu da güvenli liman olan altına göre çok daha riskli gözüküyor. Dövizi birikim yapmaktan çok yurtdışında harcama olasılığı olanlara öneriyorum. Zaten tatile veya eğitime yurtdışına çıkacaksanız gideceğiniz ülkenin para biriminden birikim yapmak mantıklı bir hareket olur.

# Bireysel Emeklilik Sistemi
Bu işlem için 18 yaş koşulu yok. Emekliliğinize geleceğinize yatırım yapmak için her ay 100 lira bankaya yatırırsanız 25 lira da devlet katkısı ekleniyor. Bu şekilde emekli olana dek paranız birikiyor. Ancak emekli olmadan parayı çekersek bu katkılardan faydalanamıyoruz. Bu durumda altına yatırım daha karlı ve her zaman bozdurma imkanı olduğu için çok daha faydalı olacak gibi gözüküyor.



Borsaya veya Forex gibi sistemlere değinmeyi düşünmüyorum. Çünkü bu tarz işler daha çok ilgilenmenizi gerektirir. Ben kafamdaki planın yani yalnızca parayı yatırıp bir daha ilgilenmeyeceğiniz sistemler üzerinde durmaya çalıştım. Ayrıca borsa riski yüksek bir yatırım ortamı. Kazanç olasılığı da yüksek fakat yeterli bilgi ve tecrübeye sahip değilseniz kaybetme olasılığı da bir o kadar yüksek. Dolayısıyla bu konuyu daha sonraya bırakalım.


19 Eylül 2015 Cumartesi

Ders Çalışma Ortamı


Verimli ders çalışabilmek için çalışılan ortam koşulları önem gösterir. Doğru koşullar sağlandığı taktirde çalışma performansınız ve dolayısıyla başarınız artar. Bu yazımızda başarınızı arttıracak bir çalışma ortamı için ideal çevre koşullarına değineceğim.


# Çalışma masası:
Çalışacağınız masanın düz ve pürüzsüz olması önemli. Bu şekilde yazarken veya silerken bir engelle karşılaşmazsınız ve çalışmanız bölünmez. Bunun için masanızı sık sık temizlemeye özen gösterin. Masanızın üstü mümkün olduğu kadar boş olmalı. Gereksiz eşyalar dikkatinizi dağıtacağından mümkünse bunları oda dışında tutun. Telefon, bilgisayar masanın üstünde olmamalı. Yalnızca ders çalışacağınız kitapları, defterleri ve kalem gibi eşyaları masanın üzerinde bulundurun. Yiyecek, atıştıracak şeyler de olmasın. Masanız yalnızca ders çalışma alanınız olsun. Böylece masa başına oturunca beyniniz yemek yemeye, oyun oynamaya değil doğrudan ders çalışmaya odaklanacaktır. Son olarak yatakta veya koltukta çalışmayın. Çalışırken uykunuzu getirmeyecek sertlikte bir sandalye ve eşyalarınızın sığabileceği büyüklükte bir masa idealdir.


# Sıcaklık:
Aşırı sıcak nasıl uykunuzu getiriyorsa aşırı soğuk da çalışmanıza engel olur. Bunun için odanızın sıcaklığı mümkünse standart oda sıcaklığında ( 20-22°C ) tutmaya çalışın. Bunu sağlayamıyorsanız sıcaklığa uygun giyinerek kendimizi ne sıcak ne soğuk olacak şekilde en rahat ettiğimiz sıcaklığa getirebiliriz. Bu şekilde beynimiz sıcaklık sorunu ile ilgilenmeyip derse odaklanabilir.


# Renk:
Çalışma ortamının rengi de çalışmayı bir miktar etkiler. Mesela çok açık, parlak renkler dikkatinizi dağıtır. Derse odaklanacağınıza odaya odaklanırsınız. Dersinize odaklanmak için önerilen renkler genellikle açık yeşil veya açık mavi gibi mat ve çok dikkat çekmeyen tarzda renklerdir.


# Hava:
Beynimizi besleyen iki ana madde oksijen ve besindir. Bu ikisi bir arada olduğu sürece çalışmanıza bir engel yoktur. Bu yüzden odanızı sık sık havalandırarak oksijen seviyesini yüksek tutmaya özen gösterin. Böylece çalıştıklarınızı çok daha iyi anlayacaksınız.


# Işık:
Çalışma ortamının aydınlık olması yine önemli bir etken. Az ışık veya sarı renk soluk ışıklar uykumuzu getirir. Bunun önüne geçmek için sizi uyanık tutacak genellikle yüksek volta sahip beyaz ışık kullanmanızı tavsiye ederim. Ayrıca masanızda bir masa lambası olması da oda ışığına göre çok daha faydalı olacaktır.


# Ses:
Müzik veya konuşma sesi, inşaat sesi gibi etkenler dikkatimiz dağıtır. Bundan kaçınmak için ses olmayan ortamlarda çalışmak şart. Bu durumda odanızda kapıyı, pencereyi kapatabilirsiniz. Bu çözüm olmuyorsa her eczanede satılan kulak tıkaçlarını da kullanabilirsiniz. Bütün bunları yapamaz iseniz size en yakın kütüphane, ders çalışmak için iyi bir tercih olacaktır. 


# Diğer etkenler:
Ders çalışmadan önce fazla olmamak koşuluyla tok olmakta fayda var. Zira beynimizin çalışabilmek için besine ihtiyacı var. Bu yüzden aç çalışmayı boşa çalışmak olarak görüyorum. Aynı şekilde fazla tok olmak da uykumuzu getireceğinden bundan da uzak durmak lazım. Ders sırasında atıştırmak da konsantrasyonunuzu bozar. Bunun dışında stresli olmak da öğrenme kapasitenizi azaltacak bir etken. Bunun önüne geçmek için de spor yapmayı varsa bir hobiniz ile az da olsa uğraşmanızı tavsiye ediyorum. Unutmayın burada önemli olan çok çalışmak değil verimli çalışmak. 



14 Eylül 2015 Pazartesi

En İyi İngilizce Sözlük



Dil öğrenirken doğru öğrenmek önemli. Tabi bunun için doğru kaynaklar kullanmak gerekiyor. Kelimeleri doğru anlamlarıyla birlikte öğrenirsek İngilizcemiz büyük ölçüde gelişir. En azından anlatılmak isteneni anlayacak hale gelirsiniz. Bu yazımızda en iyi İngilizce sözlüklerden ve bazı sözlük uygulamalarından bahsedeceğim.


Hangi sözlük?

Öncelikle kitap sözlüklerden başlayalım. Basit, küçük, taşınabilir ve içinde aradığınız çoğu şeyi bulacağınız bir sözlük olarak Redhouse'ın mini/cep boy sözlüklerini öneririm. İngilizce eğitimim boyunca bu sözlüğün çok yardımını gördüm. Aradığım her şey vardı içerisinde. Ama daha detaylı daha sıkı bir eğitim için daha büyük sözlükler şart. Bunun için yine Redhouse'ın büyük İngilizce sözlükleri de mevcut. Bu markayı genel olarak başarılı buluyorum. Bunun alternatifi olarak da Oxford kullanılabilir. Oxford sözlüğü de yine kalitelidir.


Peki İngilizce-Türkçe sözlük mü İngilizce-İngilizce sözlük mü kullanmalı?

Bu konu aslında İngilizcenizin hangi seviyede olduğuna bağlı. Bana kalırsa İntermediate seviyesine gelmiş biri rahatlıkla İngilizce- İngilizce sözlük kullanabilir. Kullanmalıdır da. Çünkü İngilizce dilini yine bu dildeki kaynaklardan öğrenmek çok daha faydalı. O dilin imkanlarını ne kadar kullanırsanız o kadar iyi öğrenirsiniz. İlk başlarda belki biraz zor gelebilir. Fakat kısa sürede alışılıyor. Zaten sözcüklerin anlamı kolay bir dilde anlatılıyor ve hatta çoğu sözlükte örnek cümleler de bulunuyor. Tabi İngilizcesine güvenmeyen ve seviyesi düşük olan arkadaşların bir İngilizce-Türkçe sözlüğe sahip olması başlangıç için daha iyi olacaktır.


Kitap sözlükler dışında neler kullanılabilir?

Bunun için internette birçok site, mobilde yüzlerce uygulama var. Benim kullanmış olduğum ve başarılı bulduğum, hala da kullanmakta olduğum birkaç tavsiye verebilirim. Mesela webten kolay bir şekilde Google Translate'ye girebilir dilediğiniz sözcükleri çevirebilirsiniz. Anlamları çoğu zaman doğru oluyor ama emin değilseniz anlam karşılığını dili değiştirerek kontrol edebilirsiniz. Bunun gibi Zargan isimli sözlük sitesi de güzel bir sitedir. Kelimenin yaklaşık anlamını vererek size birçok alternatif de sunuyor. Bunun yanında webten metin çevirisiyle uğraşmanızı önermiyorum. Çok büyük bir ihtimalle hatalarla dolu bir çeviri ile karşılaşırsınız. Metin çevirmek için en iyisi önce sözcükleri çıkarıp daha sonra metni en baştan, çevireceğiniz dilde yazmanız olacaktır. İngilizcenizi geliştirmeniz için de sözcük sözcük çeviri yapmanız çok daha faydalı bir yöntemdir.

Bunun dışında mobilde de önereceğim çok güzel bir uygulama mevcut. Zensoft'un hazırladığı İngilizce Türkçe Sözlük oldukça iyi. İnternet gerektirmeden telefonunuzdan bütün kelimelerin anlamlarına bakabilirsiniz. Ayrıca kelimelerin seslendirmesini de dinleyebilirsiniz.  Kocaman sözlükleri yanınızda taşıyamadığınız taktirde cebinizden bakabilmek büyük kolaylık. Ancak internetten veya mobilden sözlük kullanmayı pek önermiyorum.


Peki neden kitap sözlükleri tercih edelim?

Bunun temel sebebi kelimeyi arama, bakma ve hafızada geçirdiği süreçte gizli. İnternetten ve herhangi bir uygulamadan baktığınızda sözcüğü kısa sürede bulur ve hemen öteki sözcüğe geçersiniz. Bunu yapmak çok kısa süreceği için kelime ve anlamı aklınızda uzun süre durmaz. Böylece kısa sürede yok olur. Fakat kitap sözlüklerde kelimeyi aramak, bulmak biraz zaman alsa da kelime anlamı uzunca açıklanır, bunu okumak ve örnek cümleyi gözden geçirmek dahi hafızanızda iyi bir yer eder. Bunun yanında öteki arayacağınız kelimeyi de aramak zaman alacağı için bu sürede kelime aklınızda birkaç kez tekrar eder. Yani daha sonra hiç tekrar etmeseniz bile kelimeyi iyi bir şekilde öğrenmiş olursunuz. Tabi teknoloji kolaylık sağlamak için var; kitap taşıyamayacağınız zamanlarda, acil durumlarda cepten, internetten de bakılabilir.